John Carter

Yönetmen: Andrew Stanton
Senaryo: Andrew Stanton, Mark Andrews
Yapım Yılı: 2012, ABD
Oynayanlar: Taylor Kitsch, Lynn Collins, Willem Dafoe, Samantha Morton, Thomas Haden Church, Mark Strong, Ciaran Hinds, Dominic West, James Purefoy, Bryan Cranston, Polly Walker, Daryl Sabara, Arkie Reece, Davood Ghadami, Pippa Nixon

Och ohem octei wies Barsoom.

Yukarıdaki cümle John Carter’ı, Amerikan İç Savaşındaki yolculuğundan ve altın madeni arayışından alıp doğru Kızıl Gezegene, Mars’a götürecektir. Şanssızlık bu ya, orada da bir iç savaşın tam göbeğine düşecektir.

Tipik bir fantastik bilim kurgu ile karşı karşıyayız. Avatar‘dan, Stargate’e kadar pek çok filmden örnekleri içinde barındıran John Carter, yine de hatasız teknik efektleri ve yüksek temposu ile ortalamanın üzerinde bir bilimkurgu filmi.

Dev yeşil yaratıklar (Tharks) oldukça sevimliler. Hemen her bilimkurgu filminde olduğu gibi birbirleri ile savaşan iyiler (Helium, mavi kuvvetler) ve kötüler (Zodanga, kırmızı kuvvetler) var. Kahramanımızın iyilerin yanında yer almasını garantilemek için bir de Prensesimiz (Dejah Thoris) bulunuyor. Her şey kitabına uygun olunca John Carter, her ne kadar altın madenine yeniden dönmek istese de kendisini bu savaşın içinde buluyor. Bu açılardan bakıldığında genel hikayede çok farklı, yaratıcı, sıradışı bir şey olduğunu söylemek zor. Avatar‘da olan felsefik tartışmaların, John Carter için geçerli olduğunu söylemek zor olacak. Ancak yine de hoş vakit geçirmek için fena bir film değil. En azından efektler ve makyaj seyredilmeye değer.

IMDB Sayfası

Fireflies in the Garden

Yönetmen: Dennis Lee
Senaryo: Robert Frost, Dennis Lee
Yapım Yılı: 2008
Oynayanlar: Ryan Reynolds, Willem Dafoe, Emily Watson, Carrie-Anne Moss, Julia Roberts, Ioan Gruffudd, Hayden Panettiere, Shannon Lucio, Cayden Boyd, George Newbern, Chase Ellison, Brooklynn Proulx, Diane Perella, Natalie Karp, John C. Stennfeld

Here come real stars to fill the upper skies,
And here on earth come emulating flies,
That though they never equal stars in size,
(And they were never really stars at heart)
Achieve at times a very star-like start.
Only, of course, they can’t sustain the part.

Robert Frost

Yukarıdaki kısa şiirin anlattığı büyük bir filmden bahsedeceğiz. Tiyatro ve sinema oyuncularının sık sık kullandıkları bir cümle vardır: “Küçük rol yoktur” derler. Oyunculuğun sahnede ne kadar uzun göründüğünüzle değil de performansınızla ilgili olduğunun güzel bir tanımıdır bu söz. Türkçe’ye Bahçemdeki Ateş Böcekleri olarak çevirebileceğimiz bu filmde, büyük oyunculuğun ne demek olduğunu gösteren performanslara şahit olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Örneğin, filmin tamamında toplamda 30 dakika kadar görünen Julia Roberts, kendisinin neden Julia Roberts olduğunu bize her yönüyle kanıtlıyor. Kısa ama önemli bir rol ve oldukça kuvvetli bir performans. Filmde benim en çok ilgimi çeken ise başrollerdeki Ryan Reynolds ve yardımcı kadın oyunculardan Hayden Panettiere oldu. Çünkü şimdiye kadar her iki oyunucuyu da “çıtır – çerez” diye nitelendirilebilecek filmlerde gördük, en azından ben ilk defa bu iki ismi gerçekten zor roller altında gördüm. Her ikisinin de kusursuz oynadığını söylemek pek de abartı olmayacaktır.

Anne, baba, çocuklar ve teyzeleri arasında geçen bu güzel hikaye, oldukça trajik bir sahneyle açılıyor. Herkesin (ya da her şeyin) birbirine bağlantılı olduğunu kanıtlamak istercesine annenin (Julia Roberts) ölümüne neden olacak bir trafik kazası, sonradan tam bir iç hesaplaşmaya ve daha da sonrada bir karşılıklı hesaplaşmaya dönüyor. Bu cümleye bakarak psikolojik bir dramla karşı karşıya olduğumuzu sanmayın. Genel olarak psikolojik hesaplaşmaların yoğunlaştığı, ders veren filmlerden hep uzak durmuşumdur. Belki de sosyal psikolog olmanın bir sonucu olarak, yönetmenleri psikolojik “abuklamalarına” hiçbir zaman tahammül edemiyorum. Fireflies in the Garden, böyle bir film değil. Psikolojik motiflerle süslendiğini inkar edemem ama en azından size ders vermeye çalışmıyor. Sadece olan biteni aktarıyor, kimden ne kadar ve nasıl etkileneceğiniz tamamen size kalmış. Baskıcı, mükemmelliyetçi bir baba, çocuklarını korumak konusunda zaman zaman çaresiz kalan bir anne, babasına duyduğu nefreti ondan daha başarılı olmaya çalışarak dizginleyen bir oğul, başkalarının kurallarına gülüp geçerken kendisi de kuralların içinde boğulan bir teyze… ve çocuklar. Neredeyse hareketsiz diyebileceğimiz bir film olmasına rağmen hem yönetmenin hem de oyuncuların sıradışı performansları sizi ekranın karşısına kilitliyor. Küçük çocukların da nefis oynadığını hemen ekleyelim.

Firefilies in the Garden, hangi hayatı, kimin için yaşadığını ve buna değip değmediğini merak edenlere acı bir ilaç gibi gelecektir.

Filmin IMDB Sayfası