Sevgili Demir | Mektup

Sevgili Demir,
Sevgili kunduz oğlum,

Bu sana ilk mektubum değil. 18 yaşına geldiğinde alacağın bir mektubu bundan 4 yıl önce yazmıştım sana. Orada neler yazdığımı inan hatırlamıyorum şu anda, ama 4 yıl önce neler yaşandığını anlattığımı biliyorum. Ne olursa olsun doğruyu bil diye o gün, ilk gün, senin yokluğuna alışmak zorunda olduğumu anladığım ilk saat yazmıştım. 2018 yılında sana mutlaka sana bir ileten olacaktır o mektubu ve içindeki küçük hediyeyi. O sadece sana özel bir mektup. Bu ise herkesle paylaşabileceğim…

Sana neden kunduz diyorum hep biliyor musun? Çünkü kunduzlar en zeki kemirgenlerdir. Bütün çocuklar babaları için bir tanedir ve en zekidir ama biliyor musun senin bir farkın var, sen gerçekten zeki bir kemirgensin. Ve bütün çocuklar babaları için kahramandır, sen tersini söyleyenlere kulak asma, onlar hazır cümlelerle konuşuyorlar. Babalar değil onların çocuklarıdır kahraman olan… ve sen benim kahramanımsın.

Şimdi uzaktasın. Birlikte yaptığımız şeyleri artık yapamıyoruz. Günlük ritüellerimizi gerçekleştiremiyoruz. Hayat garip bir şey kunduzum, büyüdükçe daha çok anlayacaksın bunu. Hayat çok garip, her şeyi kontrol etmek isterken aslında hiçbir şeyi kontrol edemiyorsun. Zaman geçtikçe her şey bozulur, öyle de oluyor. Sen okula giderken her sabah sen uyuma numarası yapardın ve her sabah ben seni gıdıklamak zorunda kalırdım. Sonunda pes edip kalktığında gömleğini giydirmek ve senin en çok korktuğun o sulu öpücükle sonlandırmak üşenmeden her hafta, her gün yaptığımız bir törendi. Çok güzel kokardın oğlum. Sen gittiğinde geride kalan 1-2 parça kıyafetini sırf bu nedenle kokular göç edene kadar yıkamadım hiç. Bir insanın kokusu onun her şeyidir, bunu öğreneceksin büyüdüğünde. Herkesin farklı koktuğunu, her kokunun aynı şeyi hissetirmediğini yaşayacaksın. Birgün birbirinizin kokusuna aşık olmanın ne demek olduğunu da anlayacaksın. Birgün bu mektubu yeniden okuduğunda yanında sevdiğin kadın olacak. Birbirinize sarılıp okuyacaksınız bu mektubu, eğer sen de bana benzeyeceksen ağlamaya başladığın cümle burası olacak ve o sevdiğin kadın sana sarılıp seninle birlikte ağlayacak. Sevdiğin kadının yanında bir kere daha okurken bu mektubu, bak ona güzel oğlum. Gözlerinin içine bak. En içeriyi görene kadar bak, gör onu, o da görsün seni. Bırakmayın birbirinizin ellerini. Başka hiçbir insanın görmediği şeyleri görüyorsun ya orada, işte doğru kadın O demektir. Bırakma O’nu. Bu, sevgili oğlum, en güzel ağlaman olacak; inan bana.

Babalar sürekli öğüt verir. Yazmaya başladıktan beri bunu yapmayayım diyorum ama olacak gibi değil, bir kere baba olunca mecbursan öğütlerini sıralamaya. Sevgili Demirim, hep tutkularının peşinden git, hep istediğin şeyleri yap, sevdiklerin için her şeyi yap… kaybetmekten de korkma, acı çekmekten de, çaresiz kalmaktan da. Bu saçma sapan dünyada kendin için yapabileceğin en iyi şey hissetmektir. Sakın bundan korkma. Başkaları ne der diye düşünme, gerektiğinde bütün dünyayı karşına al, yeter ki kalbinden sevgiyi eksik etme. Sakın ama sakın kalbin soğuk kalmasın, asla mantıklı olacak değil istemediğin şeyleri yapma. Bir an önce büyümek için elindekileri kaybetme. Ve sev güzel oğlum. Ben senin nasıl sevdiğini, daha ufacıkken bile kalbinin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Çevrendeki kötülere inat sevdiğin insanların adını arabanın buğulu camına yazarken gördüm seni ben. Tehlikeli olduğunu bile bile yaptın bunu. Ufacık kalbin kocaman sevgi dolu hep. Hep öyle kalsın. Sakın pes etme.

Babalar sevgi hakkında pek öğüt vermez biliyorum, onlardan beklenen başarı öğütleridir, derslerdir, vatana millete hayırlı evlat olmaktır. Benim bunlarla ilgili öğüdüm yok güzel gözlü oğlum, bunların hepsini sen nasıl istiyorsan öyle yapacaksın. Ne ben ne başkası karışamayacak, karışamaz. Ve her baba kendi yapabildiklerini öğütler, kendi doğruları anlatır… benim doğrum da bu. Dünyayı karşıma alma pahasına da kimi nasıl seveceksem öyle sevdim, sana da öğüdüm aynısı olacak. Üstelik acı çekeceğini bilerek öğütleyeceğim bunu.

Günün birinde ben yanında olmayacağım. O gün geldiğinde benim gibi kokuyor olduğunu hatırla. Sana bırakabileceğim tek şey bu olacak çünkü. Boşver gerisini, boşver sana anlatılacak olanları, şimdi ve ileride beni tanıman için her şey bırakıyorum sana. Ne kötü şeyler söyleyecek olanlara kız, ne de iyi şeyleri abartanları dinle. Sadece şunu bil canım oğlum, her şeyi kontrol edemedim ama kimse değiştiremedi senin bana benzemeni. Sen benim ölümsüzlüğüm oldun.

Bana getirdiğin magnette yazdığı gibi: “Herkes baba olabilir ama babişko olmak herkesin harcı değildir.”