Kosmos

Yönetmen: Reha Erdem
Senaryo: Reha Erdem
Yapım Yılı: Türkiye, 2010
Oynayanlar: Sermet Yeşil, Türkü Turan, Saygın Soysal, Serkan Keskin, Nadir Sarıbacak, Suat Oktay Şenocak, Cüneyt Yalaz, Korel Kubilay, Sencer Sağdıç, Murat Deniz, Hakan Altuntaş, Akın Anlı, Asil Büyüközçelik

2010 yılında sessiz sedasız vizyona giren ve pek çok ödül olan Kosmos hakettiğinden daha az ilgi gören filmlerden birisi. Türk filmlerinin en azından sayı olarak inanılmaz bir grafiğe ulaştığı son yıllarda, görece daha farklı konulardan bahseden, anlaşılması zor ya da sinema seyircileri tarafından daha sanatsal bulunan filmlerin ses getirmemesine aslında alıştık. Türk filmleri söz konusu olduğunda, seyirciye komedi dışında bir şeyler sunmak galiba oldukça riskli.

Kosmos (Sermet Yeşil) ile filmin ilk sahnesiyle tanışıyoruz. Karların üzerinden koşarak ve aynı zamanda da ağlayarak küçük bir sınır şehrine (Kars) gelen Kosmos, hem görünüşü itibariyle hem de doğaüstü iyileştirme gücü ile tuhaf bir adamdır. Filmin hemen başında dereye düşmüş olan ve ölmüş gibi görünen ufak bir erkek çocuğunu hayata döndürür ve kıyıdan onu endişeli gözlerle izleyen genç kızla da (Neptün; Türkü Turan) böylelikle arkadaşlığı başlamış olur. Kosmos ve Neptün, cinselliğe hiçbir zaman ulaşmayan değişik bir aşk yaşarlar birbirleriyle. Ancak film sadece bu aşk üzerine kurulu değil; hatta filmin küçük bir bölümünün bu aşkı anlatıyor olduğunu bile söyleyebiliriz. Asıl hikaye Kosmos’un yaşam ve ölüm gibi kavramlarla ilgili düşünceleri ve bunları şehrin ahalisine yavaş yavaş anlatmasıdır. Filmin başından sonuna kadar Kosmos’un yarattığı mucizelerin ne kadar gerçek, ne kadar yanıltma olduğu sorusu hep aklınızda kalıyor. Mucizler olduğu doğru ama karakter o kadar güzel tasarlanmış ki, doğaüstü güçleri olan kudretli bir kahramandan çok, olan biteni anlamaya ve gördüklerini anlatmaya çalışan bir çocuğu izliyoruz. Sadece çay içen ve kesme şeker yiyerek beslenen bu çocuk, varoluşçuların bulantı olarak tanımladığı bir hissi yaşıyor gibi. Hayvanlarla insanların aslında aynı şeyleri yaşadığını söylerken ya da her şeyin tabiatta bir yeri olduğunu ve onu bulmaya çalıştığını iddia ederken tam bir filozof havasına bürünüyor ama karşısına Neptün çıktığında bütün o filozof hava kayboluyor ve onu görebilen birisini bulmanın heyecanı ile çıldırasıya keyifleniyor.

Reha Erdem, filmin görüntülerinin seçiminde daha çok fotoğrafçı gibi davranmış. Gerçekten de öyle görüntüler ve sahneler var ki, çok iyi bir fotoğrafçının elinden çıkmış gibi iyi düşünülmüş ve ayarlanmış görünüyor. Bu, bazı sahnelerde biraz durağanlık ve tekrar yaratıyor olsa da, bir bütün olarak bakıldığında görüntüleri seyredenlerin belleğine kazıyor. Filmde şehrin adı verilmiyor, ancak komşu (ve düşman görünen) başka bir ülkeyle sınır olduğu bilgisini alıyoruz. Zaten bu nedenle şehirde sınırın açılmasını isteyen ve istemeyen grupların da ayrıca mücadelesi var. Filmin ortalarına doğru Mehmet Aksoy‘un ucube polemiğine konu olan İnsanlık Anıtı‘nı görünce o ana kadar oluşturduğunuz kanının doğru olduğunu farkediyorsunuz.

Kosmos, iyi düşünülmüş bir hikaye. Ben, kişisel olarak Kosmos karakterinin söylemlerini daha fazla duymak isterdim açıkcası. Konuştuğu yerlerde varoluş ve hiçlik kavramları hakkında çok güzel saptamalarda bulunuyor ama filmin içerisinde bu tür konuşmaların süresi çok yeterli gelmedi bana. Ek olarak, karakterin Allah inancı net olarak verilmiş ama bu kadar çok sorgulayan bir karakterin zaman zaman kolaya kaçıp cevapları Yaratıcı’da arıyor olması sanki biraz abartılmış gibi geldi bana. Ancak yine de çok ciddi bir tutarsızlık olmadığını belirtmeliyim. Unutmadan Sermet Yeşil‘in Kosmos karakteri için çok ama çok iyi bir seçim olduğunu da ekleyelim.

Temposunu kaybetmeyen, izleyici merakta bırakan ve sadece görsel olarak değil seçilen müzikleriyle de etkileyici olan bir film. Arşivlerde olması gereken bir yapım.

IMDB Sayfası
Kosmos Filminin Resmi İnternet Sitesi

Doğan Kökdemir
dogan@kokdemir.info