Yönetmen: Terrence Malick
Senaryo: Terrence Malick
Türkçe Adı: Hayat Ağacı
Yapım Yılı: 2011, ABD
Oynayanlar: Brad Pitt, Sean Penn, Jessica Chastain, Hunter McCracken, Laramie Eppler, Tye Sheridan, Fiona Shaw, Jessica Fuselier, Nicolas Gonda, Will Wallace, Kelly Koonce, Bryce Boudoin, Jimmy Donaldson, Kameron Vaughn, Cole Cockburn
2011 yılında birbirinden ilginç filmlere imza atıldı; özellikle yaşam – varoluş – ölüm temalarını işleyen ve bunları biraz da deneysel sinemanın bir uzantısı olarak seyirciye yansıtan bu filmlerin başında The Tree of Life (Hayat Ağacı) geliyor. Filmin yarattığı duyguyu size kısaca aktarmaya çalışayım:
a. Film başlıyor ve ilk 10 – 15 dakika acaba doğru bir film mi seçtim seyretmek için diye düşünüyorsunuz. Genel bir durgunluk ve o durgunluğun içindeki karmaşıklık sizi seyretmeme yönünde teşvik ediyor.
b. Tam “bunu en azından bugün seyretmeyeyim” diye hamle yapmak üzerineyken birdenbire inanılmaz bir görsellik karşınıza çıkıyor. Tekrar koltuğunuza oturup soluksuz bir şekilde evren ve dünya ile ilgili muhteşem görüntüleri seyrediyorsunuz. Neredeyse belgesel tadındaki bu görüntüler sadece güzel değiller, aynı zamanda çok da gerçekler. O andan itibaren ilk 15 dakika ile şimdi gördüklerinizi birleştirmeye çalışıyorsunuz – çalışıyorsunuz diyorum çünkü bu biraz bilmece gibi.
c. Daha sonra bir aile yaşantısının tam içine düşüyorsunuz; otoriter bir baba, güzel huylu bir anne ve 3 erkek çocuk. Bu çocuklardan birinin 19 yaşına geldiğinde hayatını kaybedeceğini filmin başında size söylüyor yönetmen. Anne – baba ve çocuklar arasındaki ilişkilerin anlatımı gerçekten çok başarılı. Ergenliğe geçişteki isyanlar, kardeşlerin birbirini gözetmesi, zaman zaman kıskançlıklar ve daha birçok özellik anlatılırken, bir yandan da ölüm kavramı sık sık hatırlatılıyor.
Film tam bir varoluş filmi. Her ne kadar hemen hemen bütün deneysel filmlerde olduğu gibi bazı soruların cevabı yönetmenin kafasında saklı kalsa da dikkatle izlendiğinde üzerinde konuşulacak çok şey var. Tahminen seyreden herkesin farklı noktalarına takılacağı ama genel olarak da yalıtılmışlık ve anlamsızlık gibi varoluşçu kaygıların ortaya çıkartılacağı sahnelerin olduğu etkili bir yönetmen filmi.
Anne rolündeki Jessica Chastain‘den özellikle bahsetmek gerekir diye düşünüyorum. Oyuncu seçiminin çok önemli olduğunu herkes biliyor ve bunu sıklıkla vurguluyorum ben de. Bu filmde anne rolü için seçilen Jessica Chastain tek kelimeyle olağanüstü bir seçim. Sadece rolün hakkını verdiği için değil aynı zamanda fotoğrafik olarak da oynadığı role mükemmel bir uyum sağlıyor. Brad Pitt ve Sean Penn gibi isimlerin ne kadar kuvvetli olduğunu hesaba katarsanız, onun isminin ön plana çıkıyor olmasının değeri daha çok anlaşılır.
Seyreden herkesin keyif alacağını söylemek çok zor olur ama bence denemeye değer. Çok sıkılırsanız seyretmeme şansınız her zaman var. Özellikle psikoloji / varoluşçu psikoloji gibi konulara ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir film.