Albert Camus – Yabancı

2008 (1942), Can Yayınları, 117 s.
Çeviren: Vedat Günyol


Albert Camus tarafından 1942 yılında yayınlanan Yabancı, varoluşçu felsefenin önemli kaynaklarından birisi olarak kabul edilir. Roman kahramanı Meursault, hayatın anlamını arayan (aslında anlamsızlığından / saçmalığından emin olan) genç bir adamdır. Sıradan ve saçma yaşamı, o kadar bunaltıcıdır ki ister istemez Sartre’ın Bulantı‘sı hemen aklınıza geliyor. Roquentin’inden farklı olarak Camus‘nün kahramanı Meursault daha kendi halinde ve umursamazdır. Gerçekten neden yaşadığına dair bir cevabının bile olduğu kuşkuludur. Kitabın hemen ikinci bölümünde anlatılan bir Pazar günü o kadar sıkıcıdır ki, insan ister istemez Schopenhauer‘un “…boş zamanda dinginlik tehlikelidir…” sözünü hatırlıyor. Diğer bir ifadeyle, o Pazar gününün sıkıcılığı, sıradanlığı ve saçmalığı, Meursault’un başının belaya gireceğinin bir işareti gibi. En ilgi çekici nokta, bütün kendi başına kalan kahramanımızın bir kere bile kendine bakma zahmetine girmemesi; çevresindeki hemen her şeyle ilgili farkındalık yaşayan bu adam söz konusu kendisi olduğunda sessiz bir kedi gibi. Neden böyle olduğu 5. bölümde ortaya çıkıyor; Meursault yaşam felsefesini ele veriyor: “…İnsan hayatını hiç değiştiremez ki. Zaten herkesin hayatı birbirinin aynıdır…“.

Annesinin ölümüne karşı duyarsız kalışı, öldürdüğü Arap ile ilgili olarak hemen hemen hiçbir şuçluluk duymaması ve toplumsal kuralları anlamaktaki zorluğu her ne kadar sınır zeka bir profil çizse de, Meursault yarattığı o saçma dünya içerisinde ilginç bir anti kahraman. Büyük usta Albert Camus‘nün ilk romanı olan Yabancı‘yı okumamak büyük bir kayıp olur.

One thought on “Albert Camus – Yabancı

Leave a Reply