Yazan: Murat Göksu
Yöneten: Murat Göksu
Piyanist: Aylin Özuğur
Oyuncular: Murat Akar (aktör), Tuğba Mankal (soprano), Bilge Yılmaz (mezzo soprano), Murat Karahan (tenor), Yaşar Barış Çark (tenor), İnanç Makinel (bariton), Özgür Savaş Gençtürk (bas), Cem Beran Sertkaya (bas).
…
Gelin.
İsterseniz eleştirin,
Ama mutlaka izleyin,
Çoksesli yaşamak adına,
Hepinizi operaya bekliyoruz.
Yalnızca operaya da değil,
Baleye, tiyatroya, konserlere, müzelere, sergilere, kitaba, kültüre davet ediyoruz.
Gelin olur mu?
Öylesine Bir Dinleti bu mesajla başlayan bir müzikli oyun. Murat Göksu’nun da belirttiği gibi amaç sanatla ama özellikle de opera ile bir tanışıklık sağlamak. Oyunda Carmina Burana‘dan, Beyaz Giyme Toz Olur‘a kadar zengin bir yelpaze içinde opera ve opera sanatçılarıyla tanışma imkanı buluyoruz. Tadımlık aryalar ve Ali Baba Kırk Haremiler’i bize merak ettiren ufak bölümler birbirlerine çok iyi uyum sağlamış. Cem Baran Sertkaya’nın sazı ve Murat Karahan’ın udu da hepsinin üzerine lezzet katıyor. Aslında söylenecek çok fazla şey var oyun hakkında; kesinlikle çok etkileyici. Operadan asla hoşlanmayacağını iddia eden arkadaşlarınızı götürmeniz gereken bir oyun. İnanılmaz derecede keyifli.
Bu aradada tenor Murat Karahan’ın bu genç yaşta kendi seyircisini yarattığını söylemek lazım. Daha önce de dinlemeve izleme şansını bulduğum Murat Karahan nefis bir ses rengine sahip. Uzun yıllar adından söz ettireceğe benziyor.
İlginç bir olayı da sizlerle paylaşmak isterim. Oyunun açılış saatini beklerken, oyun hakkında bilgi almaya gelen 65 – 70 yaşlarında muhtemelen İngiliz bir sanatsevere gözümüz takıldı. Orada bulunan seyircilerden bir hanım kendisine İngilizce olarak oyun hakkında bilgi verdi, oyunu tanıttı. Bu sırada biletleri ayarlayan görevliler boş yer olduğunu söyleyince, kendisine bilgi veren hanım da bu bilgiyi İngiliz sanatsevere hemen aktardı. Ancak kendisi, kıyafetinin uygun olmadığını, kravatı bulunmadığını belirtince tercüme yapan bayan hemen onu rahatlattı ve kıyafetinin gayet de uygun olduğuna ikna etti. Adam “ok” dedi ve bilet almak için elini cüzdanına attı bu sefer de görevliler, hanıma dönerek “lütfen kendisine söyleyin para vermesine gerek yok, bizim misafirimiz olsun” deyince o soğuk Ankara gecesinde bir anda her yer sıcacık oldu gibi geldi bana. Her fırsatta sanatın içine tükürmekle övünen siyasetçilerin olduğu bir ülkede yaşadığımı bir an için unuttum.
Bu yorum oyunun 23 Aralık 2008 tarihinde Ankara Operet Sahnesi’ndeki temsili referans alınarak yapılmıştır.