Fazıl Say – İlk Şarkılar

Bu blog sayfasında müzikle ilgili en son yazıyı 3 yıl önce Emma Shapplin’in Macadam Flower albümü için yazmışım. Bu uzun süreden sonra bana yeniden bir müzik albümü üzerine yazma isteği veren kişi Fazıl Say ve onun albümü İlk Şarkılar oldu. Açıkcası albüme ulaşmam da oldukça vakit aldı çünkü ne zaman kitapçılarda, müzik marketlerde albümü sorsam aldığım cevap hem “üzgünüz, elimizde kalmadı” oldu. Türkiye’de bir müzik albümü için “yok satmak” önemli bir başarıdır diye düşünüyorum. En sonunda albüm iTunes üzerinden satışa çıkınca, ilk defa onun üzerinde albümü satın alma deneyimi de yaşadım. Eski bir müzik dinleyicisi olarak CD’ye dokunmak, kitapçığını karıştırmak her zaman hoşuma gitmiştir ama bu sefer daha “çağdaş” bir teknolojiyi kullanıyorum.

Fazıl Say, albümün önsözünde şöyle diyor: “…Şunu söylemeliyim ki, yaklaşık 20 yıl önce bestelemiş olduğum bu şarkılarım ile Türk müzikseverlerinin karşısına çıkmak benim için “özel” bir durumdur. Bu gecikme için özür dilerim. Aynı şekilde; Bu şarkılarımın, ülkemizin en sevdiği müzik formu olan “şarkı” hususunda da, Türkiye’nin müziği açısından özel bir yere oturacağını ümit ediyorum. Bu şarkılara uygun sesi – (yorumcuyu) bulmak çok uzun zaman aldı benim için. Çünkü sadece müziği değil, şiiri de mükemmel yorumlayabilen bir soliste ihtiyacım oldu, ve yıllarca aradığım sesi bulamadım…“.

Zihnindeki eserleri canlı bir hale getirmek için 20 sene uygun ses için sabreden bir bestecinin eserinden bahsediyoruz. Kaliteden çok hızın, emekten çok görünürlüğün, içerikten çok ambalajın önemsendiği bir coğrafyada kendisinden ödün vermeden müzik yaratan bir bestecinin eseri elbette ki müzik kulvarında boy gösteren diğer insanlardan çok farklı oluyor. Albümün tamamına hakim olan bir hüzün var. Ancak bu hüzün o kadar da çaresiz bir hüzün değil – ya da ben öyle anlamak istedim – daha çok güçlü, farkında ama yılgın bir insanın seslenişi gibi. Besteler için şiirler de sözleriyle sizi bu duygu durumunun içine çok rahat alıyor. Tabii ki şarkıları seslendiren Serenad Bağcan 20 yıl beklemeye değmiş bir ses. Sesiyle sadece her kelimenin değil, her notanın da hakkını veriyor. Bu şiirleri, bu besteler eşliğinde başka kim seslendirebilirdi diye düşündüğümde aklıma herhangi bir isim gelmiyor. Tahminen bundan sonra uzun yıllar boyunca hakkında konuşacağımız bir isim olacak Serenad Bağcan.

Albümdeki her parça çok güzel ve çok etkileyici. Ancak doğal olarak dinleyicilerin her zaman birkaç özel favorisi olur; benimkiler de şöyle: Sordum Sarı Çiğdeme ve tabii ki İnsan İnsan. Sadece bu ikisini söylediğim için diğerlerini “ortalama” eserler diye düşünmeyin. Albüm baştan sonra mükemmel (mükemmel kelimesini ilk defa bu kadar rahat kullanıyorum).

01 – Düşerim (Metin Altıok)
(”Metin Altıok Ağıtı” birinci bölüm, opus 13, 2003 ikinci versiyon, opus 47, 2013, piyano ve solist için)

bazan oturduğum yerde
kendikendime dalıp giderim,
bulanık geçmişimle.
genişleyen halkalar çizerim,
bir düşün uyanık imgesine

02 – Akılla bir Konuşma (Ömer Hayyam)
(birinci versiyon, “ilk şarkılar” opus 5, 1994 / ikinci versiyon, “fenerbahçe senfonisi” opus 23, 2007 üçüncü versiyon, opus 47, 2013)

bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
kurt, köpek, çakal makal, dedi.
ne dersin bu adamlara, dedim;
yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.

03 – Dört Mevsim (Cemal Süreya)
(birinci versiyon, “ilk şarkılar” opus 5, 1994 ikinci versiyon, opus 47, 2013)

kış mezarına gömsünler sizi
sokaklar gibi buluştunuzdu
çarşılar gibi seviştinizdi
kış mezarına gömsünler sizi

04 – Bu Kekre Dünyada (Metin Altıok)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5 ,1994 ikinci versiyon “metin altıok ağıtı” opus 13, 2003)

sevgilim
bak, geçip gidiyor zaman
aşındırarak bütün güzel duyguları
bir yarım umuttur elimizde kalan
göğüslemek için karanlık yarınları
bu kekre dünyada
yazık
geçit yok aşka
bir şey yok paylaşacak
acıdan başka

05 – Sardunyaya Ağıt (Can Yücel)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 ikinci versiyon opus 47, 2013)

yataklık etmis ki zaar
sucu tevatur ve esrar
elbet bir kızıllığı var
ikindiydin saat beşte

06 – Sordum Sarı Çiğdeme (Pir Sultan Abdal)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 / ikinci versiyon, opus 47, 2013)

sordum sarı çiğdeme
sen nerede kışlarsın
ne sorarsın hey derviş
yer altında kışlarım

07 – Efkarlanırım (Orhan Veli)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 / ikinci versiyon, opus 47, 2013)

mektup alır, efkarlanırım;
rakı içer, efkarlanırım;
yola çıkar, efkarlanırım.
ne olacak bunun sonu, bilmem.
“kazım’ın” türküsünü söylerler,
üsküdar’da;
efkarlanırım.

08 – İstanbul’u Dinliyorum (Orhan Veli)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 / ikinci versiyon, opus 47 , 2013)

istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
kuşlar geçiyor, derken;
yukseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
ağlar çekiliyor dalyanlarda;
bir kadının suya değiyor ayakları;
istanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

09 – Memleketim (Nâzım Hikmet)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 ikinci versiyon “nâzım oratoryosu” bölüm no: 15, opus 9, 2001)

memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,
şile bezindendi.

10 – İnsan İnsan (Muhyiddin Abdal)
(birinci versiyon “ilk şarkılar” opus 5, 1994 ikinci versiyon, opus 21, 2006)

insan insan dedikleri
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim

Albümde Fazıl Say ve Serenad Bağcan’a, Çağ Erçağ ( viyolonsel), Bülent Evcil (flüt), Pelin Halkacı Akın(keman), Aykut Köselerli (vurmalı sazlar), Hakan Güngör (Kanun) eşlik etmiş. Ayrıca Cem Adrian, Güvenç Dağüstün, Burcu Uyar ve Selva Erdener albüme katkıda bulunan diğer solistler.

İyi ki bu ülkede Fazıl Say var.

Doğan Kökdemir, PhD
Ankara, 24 Kasım 2013

Emma Shapplin – Macadam Flower

Müzik dünyasının önemli sopranolarından olan Emma Shapplin, beklenen albümünü 2009’un sonlarında piyasaya sürdü. Albümün tamamına bakıldığında Emma Shapplin’in, pop/rock sound kullanımını biraz daha artırdığını söyleyebiliriz. Daha önceki albümlerinde yoğun olarak hissedilen klasik müzik havası bu albümde daha az hissedilir durumda. Bu tercih özellikle yeni ve genç dinleyicileri etkilemesi açısından oldukça akılcı görünmekle birlikte, benim gibi daha “eski” dinleyiciler için biraz hayal kırıklığı yaratmıyor değil. Ancak, daha önce Emma Shapplin’in sesini duyma şansına sahip olanların da bileceği gibi, onun kendisine has sesini özellikle rock ile birleştirmesi gerçek bir müzik şöleni oluyor her zaman. Diğer bir ifadeyle, söz konusu olan Emma Shapplin olunca, sanatçının kendi sesi her zaman daha öncelikli. Sadece onu dinliyor olmak bile yeterli çoğu zaman.

Albümün açılış parçası “Nothing Wrong”, arka plandaki klasik gitar düzenlemesi ile birlikte albümün en kuvvetli şarkısı olarak göze batıyor. Benzer bir kuvveti onu hemen takip eden “The Hours on the Fields”‘de de hissediyoruz. Arka arkaya dinlediğimiz bu iki parça oldukça etkileyici. “My Soul” ve “Jealously Yours” özellikle gençlerin seveceğini düşündüğüm, biraz daha pop alt yapısına sahip şarkılar olarak 7. ve 11. sırada yer alıyor. Albümdeki 12 parçadan 9’unun söz ve müziği Emma Shapplin’in.

Albümdeki fotoğraflar Yves Lavalette‘ye ait. Profesyonel bir fotoğrafçı olmadığım için haksızlık etmek istemiyorum ancak albüm içi fotoğraf seçimleri oldukça vasat. Üstelik daha iyi fotoğraflar Lavalette’in kendi internet sitesinde bulunuyor ama nedense Emma Shapplin’in göze batan zayıf vücudunu ön plana çıkaran fotoğraflar albüm için seçilmiş. Doğrusu hayal kırıklığına uğradım.

Ancak sonuçta bu bir müzik albümü ve Türk müzik kanallarında sürekli çalan ve birbirinin aynısı olan şarkıları dinlemekten bıktıysanız, bu albüm sizin için güzel bir mola sağlıyor.

Emma Shapplin Resmi İnternet Sitesi

Petra Berger – Here and Now

Petra Berger, belki de benim ilgi alanıma girdiği için öyle düşünüyorum, yaşam – varoluş – ölüm üçgenini çağrıştıran eserlerle karşımıza çıkıyor hep. Sözlerini anlamadığım (örn., İtalyanca) eserlerde bile hissettirebiliyor bunu. Sanırım ses rengi ve bu renge eşlik eden müzik ister istemez yaşam kokuyor. Zaman zaman içinde İrlanda – İskoçya ezgilerini andıran notaların da birleşimi ile You Raise Me Up‘da olduğu gibi sonsuzluk içinde bir yolculuk başlıyor.

Albüm Within Temptations grubunun klavyecisi Martijn Spierenurg tarafından yazılmış olan In Your Eyes ile başlıyor. Petra Berger’i daha önce dinlediyseniz beklentinize karşılık veren yumuşak bir melodiye ve hüzünlü sözlere kaptırıyorsunuz kendinizi. Parça, albümün geri kalanı hakkında da bilgi veriyor. İkinci parça Conta Sempre Su Di Me tanıdık melodisiyle klasik bir şarkı gibi görünebilir ancak albümde ilk defa seslendiriliyor. If Came the Hour için de benzer şeyleri söylemek mümkün; daha önce enstrumental olarak duyduğumuz parça bu sefer sözleri ile birlikte karşımızda.

Albüme adına veren Here and Now yüksek sesle dinlemeyi isteyeceğiniz bir parça. Klasik bir Petra Berger performansı… mükemmel.

Here and Now

Feel deep within your sense of being
See your own true self awakening
Be where you are right now, the present moment holds the key
Don’t keep the past alive, allow the now to be
Eternally…

The time is here and now, the moment sets you free
We step into a timeless state, into eternity
We’re here to celebrate, let’s make a solumn vow
The time and place is here and now..

See how the light defeats the darkness
Feel it’s warming touch and tenderness
Surrender to the now, become aware of who you are
Don’t wait for more to come, allow the now to be
Eternally…

Petra Berger daha fazla bilgi için:

http://www.petraberger.nl/
http://www.petrabergerfan.net/index2.php

Petra Berger – Mistress

Hollandalı sanatçı Petra Berger, yumuşak ve bir o kadar da güçlü sesi ile imza attığı albümlerin en iyilerinden birisi Mistress. Albüm, tarih boyunca adından fazlasıyla söz ettirmiş kadınlara adanmış. Petra Berger’in kendine özgü yorumu, özellikle albümün Portrait of Love ve Roxelana (Hürrem Sultan) parçalarında ön plana çıkıyor. Özellikle Frida Kahlo için yazılmış olan Portrait of Love, genelde klasik eserlerden hoşlanmayan arkadaşlarınızı bu müziği dinlemeye ikna edecek kadar duygusal ve kuvvetli. Son yıllarda dinlediğim en başarılı eserlerden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Daha önce Türkiye’de de konser veren Petra Berger’in albümlerini bulmak ise maalesef pek de kolay olmuyor.

Mistress’in Kadınları

  1. Valeria Messalina (M.Ö. 25 – 48)
  2. Camille Claudel (1864 – 1943)
  3. Frida Kahlo (1907 – 1954)
  4. Francesca da Polenta (1260 – 1280)
  5. Catherine de Medici (1519 – 1589)
  6. Sylvia Plath (1933 – 1963)
  7. Delilah
  8. Hillary Rodham Clinton (1947 – )
  9. Maria Callas (1923 – 1977)
  10. Alma Mahler (1879 – 1964)
  11. Marie Walewska (1789 – 1817)
  12. May Pang (1950)
  13. Roxelana “Hürrem Sultan” – (1506 – 1558)

Petra Berger daha fazla bilgi için:

http://www.petraberger.nl/
http://www.petrabergerfan.net/index2.php