Galilei’nin Yaşamı

Yazan: Bertolt Brecht
Çeviren: Ahmet Cemal
Yönetmen: Erhan Gökgücü
Oyuncular: Tamer Levent, Rengin Samurçay, Çetin Azer Aras, Serdar Kayaokay, Alper Tazebaş, Yavuz Sepetçi, Şemsettin Zırhlı, Fuat Çiyiltepe, Volkan Benli, Ersin Ayhan, Özlem Tokaslan, Pervin Bağdat, Bahadır Tunç, Koray Alper, Hande Keçeci, Çağlar Maçkalı, Tülay Sarıca, Sahir Tamer, Eşref Ergü Pişirici, Pınar Uslu, Ögür Günay, Tuba Tazebaş, Hasan Ataman, Erkan Erkoç, Gökhan Olcay, Volkan Eliaçık, Murat Ateş, Mahmut Işık, Tamer Yılmaz.

1564 – 1642 yıllarında yaşamış olan ünlü fizikçi Galileo Galilei‘nin hayatının en verimli dönemini ve Vatikan’la olan çatışmasını anlatan 2 perdelik bu oyun yaklaşık 3 saat sürüyor. Galile’i canlandıran Tamer Levent’in performansı izlemeye değer. Üç saat boyunca sesinde en ufak bir titreme / çatallaşma olmadan ve netliğinden hiçbir şey kaybetmeden sahnede performans gösteren Tamer Levent ile birlikte kalabalık kadronun tamamı kendi rollerinde gerçekten mükemmel bir performans sergiliyorlar. Özellikle önce hizmetçisin küçük oğlu sonra ise meslektaşı olan Andrea’yı canlandıran Koray Alper (çocuk Andrea) ve Serdar Kayaokay (Andrea) ile küçük keşiş Fulganzio rolünde sahneye çıkan Ersin Ayhan dikkat çekiyor.

Oyunun kendisi de içinize işleyecek ve öfkelendirecek kadar etkili. Bilim – sahte bilim ve dogmatik dini inançlar arasındaki mücadelin yüzyıllardır hemen hemen aynı şekilde sürüyor olmasını görmek gerçekten acı verici. Üzerinden yaklaşık 500 yıl geçmesine rağmen hala aynı mücadelenin devam ettiğini görmek ve bilimin saldırılara maruz kaldığını görmek acı verici.

Oyunda kafama takılan tek şey Galilei’nin efsane Eppur si muove (Yine de dönüyor!) cümlesini duyamamak oldu. Galiei – anlatıya göre – bu cümleyi kendi kuramını reddetmek zorunda kaldıktan sonra dışarı çıktığında kurar. Engizisyon mahkemesi karşısındaki tutumu uzun süre eleştirilen ve canını kurtarmak için “Dünya dönmüyor” demek zorunda kalan bu bilim insanının içini kemiren doğruluk sorgu çıkışında kendisini onun dudaklarından dışarı atar.

Bu yorum oyunun 18 Aralık 2008 tarihinde Çayyolu Tiyatrosu’daki temsili referans alınarak yapılmıştır.

Petra Berger – Mistress

Hollandalı sanatçı Petra Berger, yumuşak ve bir o kadar da güçlü sesi ile imza attığı albümlerin en iyilerinden birisi Mistress. Albüm, tarih boyunca adından fazlasıyla söz ettirmiş kadınlara adanmış. Petra Berger’in kendine özgü yorumu, özellikle albümün Portrait of Love ve Roxelana (Hürrem Sultan) parçalarında ön plana çıkıyor. Özellikle Frida Kahlo için yazılmış olan Portrait of Love, genelde klasik eserlerden hoşlanmayan arkadaşlarınızı bu müziği dinlemeye ikna edecek kadar duygusal ve kuvvetli. Son yıllarda dinlediğim en başarılı eserlerden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Daha önce Türkiye’de de konser veren Petra Berger’in albümlerini bulmak ise maalesef pek de kolay olmuyor.

Mistress’in Kadınları

  1. Valeria Messalina (M.Ö. 25 – 48)
  2. Camille Claudel (1864 – 1943)
  3. Frida Kahlo (1907 – 1954)
  4. Francesca da Polenta (1260 – 1280)
  5. Catherine de Medici (1519 – 1589)
  6. Sylvia Plath (1933 – 1963)
  7. Delilah
  8. Hillary Rodham Clinton (1947 – )
  9. Maria Callas (1923 – 1977)
  10. Alma Mahler (1879 – 1964)
  11. Marie Walewska (1789 – 1817)
  12. May Pang (1950)
  13. Roxelana “Hürrem Sultan” – (1506 – 1558)

Petra Berger daha fazla bilgi için:

http://www.petraberger.nl/
http://www.petrabergerfan.net/index2.php