Yazan: Stefan Tsanev
Çeviren: İsmail Bekir Ağlagül
Yöneten: Metin Belgin
Oynayanlar: Melek Baykal, Mustafa Uğurlu, Mehmet Ali Kaptanlar
Sokrates’in (Mehmet Ali Kaptanlar) zehiri içmek için bekledi son gecede onun Gardiyanı (Mustafa Uğurlu) ile olan diyaloğuna tanık oluyoruz. Oyun tek bir sahnede, demir çubuklar arasında ustaca sergileniyor. Hem sahnedeki hareketler (özellikle demir çubukların yer değiştirmesi) ve diyaloglar bazen o kadar hızlı ki, bir şey kaçırmamak için soluğunuzu bile tutmak zorunda kalıyorsunuz. Zorlama herhangi bir diyalog ya da hareket söz konusu değil. Baştan sona ilginizi yüksek tutan zaman zaman – özellikle Sokrates’in karısının (Melek Baykal) da katılması ile temponun arttığı güzel, etkileyici, sorgulatıcı bir oyun.
Demokrasi, adalet, savaş, tutsaklık gibi kavramların mükemmel ele alındığı oyunda zaman zaman Sokrates ile Gardiyanın yer değiştirdiğine; mahkumun Gardiyan, Gardiyanın da mahkum ama sonuçta her ikisinin de kaybeden olduğunu görüyorsunuz. Oyuncular performansı hakkında ne söylenebilir bilemiyorum; Mehmet Ali Kaptanlar’ın kızgın ama esprili duruşu, Mustafa Uğurlu’nun kafa karışıklığı ve Melek Baykal’ın korumacılığı o kadar güzel yansıyor ki sahneye. Her bir sanatçıyı tek tek kutlamak gerekiyor. Tempolu ve aralıksız bu oyunu, zor bir oyunu, nefis bir şekilde izleyiciye aktarıyorlar. Oyunun kendisi kadar sorgulattığı kavramlar ve sorgulatma biçimi de uzun süre etkisini sürdürtecek cinsten.
Sokrates Hakkında Bazı Bağlantılar:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sokrates
http://en.wikipedia.org/wiki/Socrates
http://www.philosophypages.com/ph/socr.htm
http://plato.stanford.edu/entries/socrates/
Bu yorum, oyunun 12 Mart 2009 tarihinde Ankara Çayyolu Sahnesi’ndeki temsili referans alınarak yapılmıştır.